yoshyangelas
Mesaj Sayısı : 18 Yaş : 37 Kayıt tarihi : 01/07/08
| Konu: Bunu Da Duyma! Salı Tem. 01, 2008 1:02 pm | |
| N’olur sevdam “gittin” gözleriyle bakma yarım kalmışlığıma. Lacivert gözleriyle karanlığıma ağlayan şu ay şahit; gün gün eksiliyorum senden sonra. Sevdalı bulutlar yağmurları getirip bıraktılar avuçlarıma bir eylül sabahı. Penceremde gökkuşakları büyüttüm sana, bahçemde yediverenler… Sen hiç bilmedin.. ! N’olur sevdam “gittin” gözleriyle bakma yarım kalmışlığıma. Lacivert gözleriyle karanlığıma ağlayan şu ay şahit; gün gün eksiliyorum senden sonra. Sevdalı bulutlar yağmurları getirip bıraktılar avuçlarıma bir eylül sabahı. Penceremde gökkuşakları büyüttüm sana, bahçemde yediverenler… Sen hiç bilmedin.. ! Farkında değildin! Yazdığım her satırda gözyaşımla suladığım düşsel bir aşk büyütüyordum adına. Şafak kızılı zamanlarda gözlerinin karasına sevdalı güvercinler gönderiyordum kentinin ıslak kaldırımlarına. Anlayabilseydin dillerinden, duyabilseydin kanatlarına prangaladığım yürek atışlarımı şimdi beraber uyandırıyor olurduk yarınları. Oysa bihaber koydun günlerimi ellerinin gölgesinden ve alıp gittin dünlerimi ceplerimden… Bilir misin sevdiğim (?) Hani olur ya! İlk aşk, ilk sarhoşluk, ilk tütün…Bu kadar acemi yaşadık birbirimizi. Her şey kendini yok eden bir körlük içinde karanlığa vurdu sözlerimizi. Onca yaşanmışlıktan bize kalan “yalnızlık kokulu” boş şişeler oldu ve cümlelerimiz kadar yarım bıraktığımız sigara izmaritleriyle dolu esrik gündoğumları.. Kim bilir (?) her güvercini özgürlüğe, her baykuşu uğursuzluğa, her martıyı deniz kokusuna yormak gibi bilinen çocukça bir oyundu belki de her şey!!! Sahi hep beyaz mıdır güvercinler sevdiğim? Mezarlıklar hep sessiz mi uyur çukurlarında? Söylesene hangi yaratık bir baykuş kadar içtenlikle müjdeleyebilir ölümü? Martı kanadında salınan rüzgarın peşinden sürüklediği aşk mıdır denize kokusunu veren? Ve ölüm korkusuyla sindirebilir miyiz tenimizin altına yitmiş ömrümüzün seslere boğulan uykusuzluğunu? Ah yâr! Uykusuzluğuma bıraktığın fotoğrafların çığlıklarıyla boğuluyorum ay ışığına mahkum ettiğin yokluğumda. Şimdi masallara yatırdığımız geceleri tozlu bir albüme doldurup savursam yollarına, en fazla “ben” kadar varabilirim sevdaya. Öyle çoksun ki gözlerimde! Hangi “sana” baksam ayrı bir sızı ve her seferinde ölümüne yangınlarla savaşan amansız bir fırtına sarıyor odamı. Oysa yoksun! Çocukluğum kadar kurak kaldı ellerim… Çocukluğum kadar annesizim.. Ve tüm yelkenler sensizliğe fora bu limanda, adına yazdığım tüm düşlerim alabora… Hadi sen yum gözlerini bir vefasızın aşkına… Ben ölüyorum… Sen bunu da duyma!! | |
|
şuursuz Özde Üye
Mesaj Sayısı : 11 Yaş : 36 Ülke sehir : 741852963 Meslek : dj Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Bunu Da Duyma! C.tesi Tem. 05, 2008 7:44 pm | |
| Şimdi sen gidiyorsun yaaaa,,,,cehennemin dibine gitt:)))) | |
|